باب: قول الله
تعالى: {يا
أيها الذين
آمنوا اتقوا
الله وكونوا
مع الصادقين}
/التوبة: 119/. وما
ينهى عن الكذب.
69. ALLAH TEALA'NIN: "EY İMAN EDENLER! ALLAH'TAN KORKUN VE
SADIKLARLA BERABER OLUN.(Tevbe,119)" BUYRUĞU VE YALANıN NEHYEDİLDİGİ
حدثنا عثمان
بن أبي شيبة:
حدثنا جرير،
عن منصور، عن
أبي وائل، عن
عبد الله رضي
الله عنه،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (إن
الصدق يهدي
إلى البر، وإن
البر يهدي إلى
الجنة، وإن الرجل
ليصدق حتى
يكون صديقاً،
وإن الكذب
يهدي إلى
الفجور، وإن الفجور
يهدي إلى
النار، وإن
الرجل ليكذب،
حتى يكتب عند
الله كذاباً).
[-6094-] Abdullah r.a.'dan rivayete göre; "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Şüphesiz sıdk (doğruluk) birr (iyiliğ)e götürür. Şüphesiz birr de
cennet'e götürür. Gerçek şu ki, kişi doğru söyleyip durdukça sonunda sıddik
olur. Muhakkak yalan da fucur (günah)a götürür. fucur da ateşe götürür. Şüphe
yok ki kişi yalan söyleyip durdukça sonunda Allah'ın yanında da kezzab (çok
yalancı) diye yazılır."
Diğer tahric edenler: Tirmizi Birr; Müslim, Birr
حدثنا ابن
سلام: حدثنا
إسماعيل بن
جعفر، عن أبي
سهيل نافع بن
مالك بن أبي
عامر، عن
أبيه، عن أبي
هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (آية
المنافق ثلاث:
إذا حدث كذب،
وإذا وعد
أخلف، وإذا اؤتمن
خان).
[-6095-] Ebu Hureyre'den rivayete göre; "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Münafıkın alameti üçtür: Konuşursa yalan söyler, söz verirse
sözünde durmaz, ona bir emanet verilirse hainlik eder."
حدثنا موسى
بن إسماعيل:
حدثنا جرير:
حدثنا أبو
رجاء، عن سمرة
بن جندب رضي
الله عنه قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (رأيت
رجلين أتياني،
قالا: الذي
رأيته يشق
شدقه فكذاب،
يكذب بالكذبة
تحمل عنه حتى
تبلغ الآفاق،
فيصنع به إلى
يوم القيامة).
[-6096-] Semura İbn Cündüb r.a.'dan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Bana iki adam'ın geldiğini (rüyamda) gördüm.
(Sonra bana) dediler ki: Ağzının parçalanmakta olduğunu gördüğün o
kişi var ya, o çok yalancı birisidir. Bir yalan söyler, sonra o yalan söz ondan
alınıp sonunda ufuklara ulaşır. İşte buna kıyamet gününe kadar böyle
yapılacaktır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İbnu't-Tin dedi ki: Yüce Allah'ın: "Doğrularla beraber
olun" buyruğu hakkında görüş ayrılığı vardır. Onlar gibi olun, anlamında
olduğu söylendiği gibi, onlardan olun, diye de açıklanmıştır.
Derim ki: Zannederim musannıf (Buhari) ayeti zikretmek suretiyle
Ka'b İbn Malik kıssasına ve onun doğru sözlü oluşunun onu ayet-i kerimede
zikredilen hayra ulaştırmış olduğuna işaret etmek istemiştir. Oysa bundan önce,
bilinen süre boyunca Müslümanlar onunla konuşmayı terk etmişlerdi ve nihayet
yer bütün genişliğine rağmen ona dar gelmişti. Daha sonra yüce Allah, onun
tevbesini kabul etmek suretiyle ona lütufta bulunmuştu. Ka'b'ın kendisi de
başından geçen bu olay ile ilgili olarak şunları söylemiştir: "Yüce Allah'ın
beni İslam'a hidayet etmesinden sonra bana göre doğru söylememden daha büyük
bir nimet ihsan etmiş değildir. Eğer ben yalan söylemiş olsaydım, yalan
söyleyen diğerleri gibi helak olacaktım."
Beyhaki Şuabu'l-İman'da sahih bir senedie Ebu Bekir es-Sıddik'tan
şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Yalan, imandan uzak durur."
el-Bezzar da Sa'd İbn Ebi Vakkas'tan Nebi efendimize merfu olarak şu hadisi
rivayet etmektedir:
"mu'min kimsenin tabiatında hainlik ve yalan söylemek
dışında her bir şey görülebilir." Hadisin senedi kavidir.
Nevevi dedi ki: İlim adamları şöyle demişlerdir: Hadis-i şerifte
doğrunun araştınlması yani doğruyu kastedip ona gereken önemin verilmesi teşvik
edilmekte, yalan söylemekten, yalan söyleme hususunda işi gevşek tutmaktan da
sakındınlmaktadır. Çünkü kişi yalan söylemekte işi gevşek tutacak olursa çokça
yalan söyler ve yalancı olarak tanınır.